Genel

“Bu hikayede hep küçüklükten beri bize anlatılan prens ve prenses masallarındaki gibi bir kahraman olmak istiyordum. Birilerinin hayatına dokunmak, bir şekilde insanları mutlu etmek demekti. Staj yaptığım hastanedeki yılbaşı etkinliğinde, çocuklara hediye dağıtılırken kostüm giyip onları mutlu etmek için gönüllü olmuştum. O gün katlardaki servislere giderek hediyeler dağıtmaya başlamıştık, yanımda da Daisy Duck vardı. Böyle servisleri gezmiş, çocuklarla birlikte oynamış, hastane çalışanlarıyla fotoğraflar çekilmiştik. Beni etkileyen asıl olay şu oldu: Hastanenin en üst katında ağır vakalı çocuklar vardı ve içlerinden iki kız çocuğunun Suriye’deki bomba patlaması sonucu yüzlerinde, vücutlarında yanıklar oluşmuştu. Tecrübelerimden olsa gerek, onları ilk gördüğümde irkilmedim. Bir ara dalgınlığıma geldi ve başka birileri ile konuşurken biri elimden tuttu. Baktım ki; o iki kızdan biri, bana ‘gülümsüyordu’. Çünkü onun okuduğu hikayelerde prensesler iyi kalplilerdi, onları koruyabilirlerdi. Belki de hayallerindeki prenses orada, yanındaydı. Birlikte oyunlar oynadık ve yurda dönünce şunu düşündüm. Çok küçük şeylere üzülüp ufak tefek bir konuda ağlayabiliyorduk fakat o, küçücük bedeniyle savaştan kaçıp ülkesini terk etmiş ve bilmediği bir ülkede tedavi görüyordu. Tüm bunlara rağmen yüzü hala gülüyordu ve benim bir hayalim gerçek olmuştu! Prenses olup o kız çocuğuna, dünyada onu koruyacak ve onu sevecek iyi birilerinin var olduğunu göstermek benim için tarifsiz bir mutluluktu. Şimdi iyi ki gönüllü olup yapmışım diyorum. Aksi halde belki de anlayamazdım ve küçük meseleleri hala hayatımın sonuymuş gibi görmeye devam ediyor olurdum.”

(Ankara, Türkiye)

Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.