Buse Sayla
“Gönüllülüğe üniversite son sınıfta başladım. Bununla geç tanışmama rağmen, gönüllülük tüm hayatımı etkilemişti. Sonra baktım ki çevrem, hobilerim ve yaptığım aktiviteler bile değişmişti. Yeni insanlar, yeni maceralar… Uzun zamandan beri kendimi hiç böyle iyi ve işe yarar hissetmemiştim. Bu maceraya Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile başladım. Çevre, çocuk ve yaşlı insanlar ile ilgili proje ve etkinliklere katıldım. Birçok güzel insanla tanıştım. Sonra ‘Bu kadar sevdiğim bir işi neden meslek edinmiyorum?’ diye düşündüm. Fark ettim ki bu gönüllülük meselesi bizim hayatımızın hep içindeydi. Güler yüzlü olmak, insanlara günaydın demek, selam vermek; bunların hepsi, aynı gönüllülük gibi kişileri mutlu eden ve doyuma ulaştıran şeylerdi. Derken bu işin yurtdışı ayağı da oluştu. Norveç’ten Portekiz’e birçok projeye katıldım. Gönüllülük bilincine sahip birçok yabancı arkadaşım oldu. Hem onların kültürlerinden hem de dillerinden birkaç kelimeyi öğrendim, ayrıca ülkelerarası kıyas yapabilme şansım oldu. Bu, bir kitabı okumak gibi hissettiriyordu. İnsanların ortak şeylerde buluşmaları ve bir değişim yaratmak için gönüllerini ortaya koymaları, çok müthiş bir şeydi. Üniversiteye yeni başlayacak olanlara hep tavsiye ederim. Gönüllü ol, bakışın değişsin!”
(Manisa, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?