Genel

Eda Bayraktar

“Size hayattaki en büyük başarı öykümü anlatacağım. Beni ben yapan, hayatta ilk kez faydalı olduğumu hissettiğim ve hiç tanımadığım insanların hayatına dokunduğum öykümü… Meğer farkında bile olmadan dağlar aşıp uzun yollardan geçmişim. Sivil toplumun gücüne inanan biriyim. Devletin ve toplumun katılımcıları olarak bireylerin tek başına aşamayacağı duvarları toplumsal yaklaşarak devireceğimize inanıyorum. Bireyselliği değil, toplumcu olmayı önemsiyorum. Kurtuluşun ve rahatlamanın sorumluluğu ağır, mutluluğu eşsizdir; ikisi de paylaşılmaya muhtaçtır. İşte bu yüzden tanıdığım-tanımadığım herkesin hayatına dokunmam gerektiğini biliyorum. Kurtulacaksak, hep birlikte kurtulacağız. Bundan birkaç yıl önce kendi bloguma, daha önce rastlamadığım kadar hayat dolu biriyle tanışıp sevincimi paylaşmak istediğim için, bir yazı yazdım; bir de, basılmayı bekleyen kitabına belki bir yayınevi bulabiliriz diye. Beni tanıyanlar yazıyı hatırlayıp kimden bahsettiğimi anladı: Bolulu yazar Onur Ustaoğlu. O yazı, bedensel olarak engellenmiş bir yazarın kitabının basılmasına, her sayfası engelli haklarından bahseden bu kaynağın gelirinin tamamının Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV)’na bağışlanmasına, bir dolu gönüllünün bir araya gelerek o kitabı görme engelliler için sayfa sayfa seslendirmesine yol açtı. Zaman içinde mücadelemiz büyüdü ve Türkiye’nin dört bir yanına yayıldı. Kitabın ilk baskısı sona ermek üzereyken, Bolu’da bir alışveriş merkeziyle anlaştık. Kitabı dijital olarak da okuyucuya sunduk. AVM; kitap her iki yüz defa indirildiğinde bir, yürüyemeyen bir bireye tekerlekli sandalye hediye etti. Zaman içinde bu dostluk büyüdü. Şimdi bu kitaba ulaşan herkes, Türkiye’nin her yanından okuyucularımız, engellenenlerin sorunlarını onların penceresinden görebiliyor. Artık konuşan bir kitabımız, onlarca gönüllü dostumuz, asla bitmeyecek olan inancımız var. Üstelik ikinci kitap da yolda… Biliyorum ki tanımadığım onlarca, binlerce insanın hayatına dokunmak için gösterdiğim gayret en büyük meyvesini verdi. Hiçbir zaman boşa kürek sallamamışım. Sosyal sorumluluk ve toplum yararına gönüllülük, bazen birkaç paragraflık bir yazıda vücut bulabiliyormuş; havalara uçarak öğrendim. Bu yüzden hepinizden ricam şu: Gerçekleşmesini istediğiniz dilekler, eğer daha güzel bir dünya içinse mutlaka dile getirin ve iyi yürekli insanlara inanmayı asla bırakmayın. O dilekleri duyup dünyayı yaşanılır kılmak için çabalayacak muhteşem insanlar, sizi er ya da geç buluyor. Sevgiyle kalın, gerçekten sevgiyle…”

(Bursa, Türkiye)

Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.