Genel

Gönül Kar

“Gönüllülüğün henüz ilk başlarındaydım: lösemili çocuklara her hafta hediyeler dağıtır birlikte çocuklaşır, oyunlar oynardık. ‘Bunu yılbaşında da yapalım.’ dedik. İlk defa yılbaşını ailemden ayrı geçirecektim hem de hastanede. Çok heyecanlıydım çünkü ben yılbaşına hastanede girecek olmanın bir çocuğu nasıl hissettireceğini yaşamıştım. Ben sekiz yaşındayken doktorlar, sıradan bir alerji hastalığını korkunç korkunç hastalıklara bağlamıştı. Yılbaşı günü, doktor muayeneye geldiğinde ‘Taburcu oldun.’ demeyecek diye ödüm kopuyordu ki demedi. Doktor çıkarken arkasından gözlerim dolu bir şekilde ‘Ama bugün yılbaşı.’ deyinceye kadar… O halime üzülüp beni taburcu etmişti. Bayram etmiştim bayram! Eve giderken benden mutlusu yoktu. İşte o gün, karşımdaki bir çocukta kendimi gördüm. Aslında tüm çocuklar bendim ama birisi benim çocukluğum gibiydi. O da 7-8 yaşlarındaydı, benden güçlüydü. Bizi görünce heyecanlanmıştı. Elimdeki kemana merakla bakıyordu. O gün orada olmam benim için yeniden anlam kazanmıştı. Çocukların gülüşüyle yeni yıla girmek her defasında olduğu gibi ‘İyi ki gönüllülük diye bir şey var.’ dedirtmişti.”

(Adana, Türkiye)

Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.