Deniz Uyanık
“Annemin vasıtasıyla küçük yaşlarda ilk gönüllülük deneyimimi ‘tiyatrocan’ olarak Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde (ÇYDD) yer alan insanlardan destek alarak gerçekleştirdim ancak asıl gönüllülük bilincini, lisede iken Yedikule Hayvan Barınağı’nı ziyaret ettikten sonra öğrenmiştim. Oradaki hayvanlara her ay düzenli olarak mama ve örtü götürüyorduk. Üniversiteye başladığım yıllarda birçok dernekte gönüllü olarak yer aldım. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nda (TEGV) çocukların spora ve tenise teşvikini artırmak adına tenis eğitmenliği yaptım. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’nda çocuklara yönelik yapılan ritim atölyesi çalışmalarında kolaylaştırıcı olarak yer aldım. Burada spastik çocukların beden dillerini daha iyi kullandıklarını, ritim duygularının çok iyi olduğunu öğrenmiştim ve bu beni çok etkilemişti. En önemlisi bir çocuğa ve spastik bir çocuğa nasıl yaklaşmam gerektiğini öğrenmiştim. Benim için en büyük dönüm noktası, lise bitimine doğru arkadaşımın vasıtası ile tanıştığım Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) oldu. Bir anda kendimi bir yaz günü bir gönüllü olarak TOFD’da buldum. İmkansız diye bir şey olmadığını, insanların engellerinin olmasının onların bir şey yapamadıkları anlamına gelmediğini öğrenmiştim. Ben iki ayak üzerinde bu kadar hızlı mücadele duygum gelişmezken, bu insanlar hayati mücadelelerinde benden daha iyilerdi. Her yıl okul zamanının çoğunu buraya ayırıyordum. Kendi içimdeki sıkıntıları bu derneğe geldiğimde aşabildiğimi fark ediyordum. Burada insan olduğumu daha da iyi hissediyordum. Bu derneğe gelen her bireyin yüzünde bir gülümseme oluşturabilmek beni çok mutlu ediyordu. Üniversitede mimarlık okuyordum ve TOFD’da öğrendiklerim sayesinde ilk mimarlık ödevim olarak bir engelli lavabosu tasarlamıştım. Engelli bireylerin kullandıkların rampaların nasıl olması gerektiğine kadar öğrenmiştim, sadece bedensel engeller yoktu. Aslında sahip olduğumuz vücut fonksiyonlarımızı çok etkili kullanmadığımızın farkına varmıştım. Her şeyi bu dernekte yer alan insanlar sayesinde öğrenmiştim. Şunu anlamıştım: Her insanın, her hayvanın yani her canlının içinde bir iz bırakabilmek, işte bu yüzden gönüllü olmak değerliydi.”
(İstanbul, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?