Genel

Şeyma Alkaya

“Üniversiteye geldiğim ilk dönemde Genç Kızılaycılar’ın çocuk sitesi ziyaretleri yaptığını duyduğumda çok heyecanlanmıştım; etkinliğe katılım kontenjanı olduğundan, bir süre kardeşimin deneyimlerini dinleyerek gönüllülükle bu zamana kadar neden tanışmadığımı ve aklıma neden gelmediğini çok sorguladım. Sonra çocuk sitesi ziyaretleriyle başladığım bu serüvende kısa zamanda etkinliklerin planlanma aşamasında görev almaya başladım. Gönüllülük öyle bir kavram ki size bambaşka kapılar açıp farklı yollara sürüklüyor. Beni de belki hiç haberdar olmayacağım bir eğitimle tanıştırdı. Habitat Derneği’nin Finansal Okuryazarlık Eğitmen Eğitimi’ne başvuru yaptım ve başvurudan gelen olumlu cevapla tek başıma nasıl yola çıkacağımı, hiç gitmediğim bir şehirde dört gün tanımadığım insanlarla nasıl zaman geçireceğimi düşünürken hayatımın en güzel dört gününü yaşayacağımı bilmiyordum. Döndüğümde öğrenci olduğum şehirde eğitimler vermeye başladım ve her eğitimde hem öğrettim, hem de öğrendim. Korkarak çıktığım o yolda, tek başıma başarabileceklerimi fark ettim. Bu ülkenin iyiliği, gelişmesi ve insanların farkındalığı için çalışan bir sürü genç olduğunu; bir şeyleri değiştirebilecek güce sahip olduğumuzu, bir dramada rol alabildiğimi, dört yüz kişinin karşısında konuşabildiğimi, insanlara bir şeyler katmanın verdiği o müthiş hissi öğrendim. Edirne’den kalkıp Ardahan’ın bir köyüne eğitim vermeye gittiğimde bir teyzenin sarılarak ‘Bir daha gelin kızım ama bu sefer sıkı giyinin, buraların soğuğu başkadır.’ cümlesiyle o yolun kısaldığını gördüm. Bence gönüllülük hiç mezun olmak istemediğiniz bir okul. Bu okulun mezunları yok ama öğrencileri her yere kep atar gibi iyilik saçıyor.”

(Edirne, Türkiye)

Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.