“Benimkisi gönüllükten de öte, bir hayat biçimi halini almış durumda aslında. Gönüllülüğü hayatımın merkezine koyarak ne kadar insana yardım edersem o kadar mutluyum çünkü başında hiçbir şey bilmeden, tecrübesiz çıktığım bu ErasmusPlus yolunda karşılaştığım herkes, gittiğim her şehir; tanıştığım ve birlikte gülüp ağladığım, proje yaptığım, kültürümü tanıttığım herkes ve her şey, bugün ben her kimsem işte onu oluşturuyor. Diyarbakır Çevre ve Kalkınma Derneği (ÇEVKA) ile çıktığım bu yolda harika insanlar tanıdım, harika kültürlerle tanıştım, harika yemekler yedim ve kültür alışverişi gerçekleştirdim. Yeri geldi proje bitiminde ağladım, yeri geldi herkesin ortasında çılgınca dans ettim, yeri geldi okullara gidip gönüllülüğü anlattım, anlattırdım, gençlere gönüllülüğün önemini aşılamaya çalıştım. Avrupa’ya her gidişimde projede tanıştığım arkadaşlarımı ziyaret ettim; gönüllülük bana yurt içinden ve yurt dışından harika arkadaşlar kazandırdı. Mesela harika yerlere de gittim. Aklıma hayalime gelmeyecek yerlere gidip çok farklı şeyler yaşadım. Bir gün radyo programına çıktım; Türkiye’yi, dahil olduğum derneği, ErasmusPlus’ı ve gönüllülüğü anlattım. Gönüllülüğün gerçekten de gönülden geldiğini öğrendim. Gönlümü, özverimi, sevgimi ve tüm çabalarımı koyduğum bu yoldan ayrılabileceğimi artık sanmıyorum. Benim için gönüllülük ömür boyu olacak. Yola çıkmama olanak sağlayan, beni bu yolda eğiten, kendimi geliştirmeme katkı sağlayan ve desteklerini asla esirgemeyen aileme; nam-ı diğer ÇEVKA’ya çok teşekkür ederim. İyi ki hayatıma girdiniz, kendimi ve hayatta ne istediğimi sizin sayenizde keşfettim.”
(İzmir, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?