Arzu Çabuk
“Gönüllülükle arkadaşımın kurduğu dernekte tanıştım. Orada huzurevlerine ziyaretler, çocuklara etkinlikler yapıyorduk. O süreçteki gönüllülüğüm bitti fakat onlar devam ediyorlar. Sonra Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na (TEGV) başvurdum, temel gönüllü eğitimi aldım ve Bakırköy Ferit Aysan Eğitim Parkı’nda İngilizce eğitim verdim. Sonrasında TEGV’in drama eğitimini aldım ve çocuklarla drama etkinliği yaptım. Dramayı sevdim ve MEB onaylı drama liderliği kursuna gittim. Şimdi yaratıcı drama liderliği sertifikam var. Sonra TEMA’da gönüllülük faaliyetlerim başladı. Tek sivil toplum kuruluşuyla gönüllülük faaliyeti sürdürmektense pek çoğunda aktif olmayı tercih ettim. Geçen sene okullarda çocuklara çevre eğitimleri verdik. Çocuklarla birlikte çalışarak düşüncelerinin farkına vardım. Bunların da bana çok katkısı oldu. Ben çocukları seven biriyim, çocuk odaklı bir sivil toplum kuruluşunda gönüllü olmak istememin sebebi yetişkin olduklarında bazı şeyleri devam ettireceklerine inanmamdır. Bir çocuğun hayatına dokunmak ya da ona bir şeyler kazandırmak beni mutlu ediyor. Şimdi drama atölyelerinden bazılarını çocuklara uyarlayarak, sivil toplumla ilgili olan gönüllülüğü dramayla birleştirecek çalışmalar hazırlıyorum. TEGV’in Anadolu Gönüllüsü Projesi ile yaz döneminde İzmir’e gittim ve çocuklara eğitim verdim. Süreç içinde gönüllü çalışmalar için düzenlenen maratonlara katılıyorum, her sene farklı bir sivil toplum kuruluşu için koşabilirim. Çalışsam da, gönüllülüğe devam ediyorum. Hafta sonu ya da hafta içi mesai saatinin dışında herhangi bir şey olduğunda zaman ayırmaya çalışıyorum. Bu beni sosyal yaşama dahil ediyor. Dünyayı değiştirmek istiyoruz ama insanlar kendilerini değiştirmeden çevrelerini değiştiremiyorlar. İnsan kendisi için, toplum için faydalı olmak istiyorsa rutin hayatının içinden biraz çıkması gerekiyor. İnsan istedikten sonra her şeye zaman ayırabiliyor. Yeter ki bahane üretmesin; en çabuk üretilen şey bahane ya da bir şeyleri yapamam, edemem demek. Yapabilirim demek, her zaman için yapacağın anlamına geliyor. Gönüllülüğü sürdürülebilir kılan şey de budur.”
(İstanbul, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?