“İnsan bu güzel işe gönül verdikçe bir anda hayatının en güzel parçası oluyor. Aklında, kalbinde, yaşamın her yerinde… Her zaman içimde birisine bir umut ışığı olma, hayatın karmaşasında kaybolurken doğru yola uygun bir biçimde ulaşabilme ve ulaştırabilme isteği vardı. Üniversiteye başladığım zamanlarda bir tane topluluğum olsun tek olsun, öz olsun, hayatımın önemli bir parçası olsun istedim. Biraz kafa karışıklığından sonra Toplum Gönüllüleri (TOG) ile karşılaştım ve bu huzur dolu maceram üniversitemin ikinci yılında TOG ile Kardeş Umutlar Projesi’nde yer alarak başladı. Bu projede hastanede tedavi gören çocuklara hem psikolojik destek veriyorduk hem de hastanede oldukları süre zarfında okullarından geri kalmamaları için derslerine yardımcı oluyorduk. O minicik umut dolu kalplerin gözlerindeki parıltıyı görmek, insanın kalbinin heyecanla atmasına ve bu güzel gönül işinin daha da ruhumuzu kaplamasına yetiyordu. O huzurlu ortamda insan, aradığı içsel huzuru bulmuş olup o an ‘iyi ki buradayım ve ben buraya aitim’ duygusunu en derinden yoğun bir şekilde hissediyor. Bunun yanında katıldığım eğitimler de farklı yönden düşünen ve benim de değişik açıdan düşünmemi sağlayan, ufkumu açan güzel yürekli insanlarla tanışmama vesile oldu. Tanıştığım her insan benim için farklı bir hikaye, sürprizlerle dolu sihirli bir kutuydu. Eğitimlerden öğrendiğim çıkarımları hem kendi hayatımda uygulayarak hem de etrafıma aktararak daha çok kişiye ulaşmayı hedefledim. Gelecek yıllarda da yaşadıklarımı, gördüklerimi, öğrendiklerimi çevremdekilerle de paylaşıp daha çok farkındalık yaratmayı istiyorum. Dünyadaki eksikliklerin iyileşmesini, gelişmesini istiyorsak değişime önce kendimizden başlamalıyız. İşimiz gücümüz iyilik olsun.”
(İzmir, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?