Bedel Esma Emre
“Benim gönüllülük hikayemin nerede başladığını tam olarak bilmiyorum. Buna gönüllülük hikayem diyebileceğimden de çok emin değilim. Sanırım esas soru, ‘Etrafım ile kurduğum bağ nasıl gelişti ve bu noktaya geldi?’ olmalı. İnsanın hayatı mutluluklardan olduğu kadar üzüntülerden de geçiyor ve bence bir kere hüzünle tanışan yürek kendi gibi olanı arıyor. Ben o yüzden bu paylaşma, dayanışma, arkadaş, dost, aile olma haline gönüllülük diyemiyorum. İlkokuldayken, okulun kantininde teneffüslerde çalışıyorduk. O dönemde ne için topladığımızı bile hatırlamıyorum, -deprem, sel gibi bir felaket yaşanmış olabilir- kampanya başlatıp kantini eşyaya boğduğumuzu hatırlıyorum. Bu ufak tefek çabalar sivil toplum kuruluşlarına (STK); STK ’lar, STK karşıtları ve pek çok farklı alanda gönüllü olarak emek etmeye evrildi. Hayat hiçbirimiz için düz bir çizgi değil ve ben yalnızca hayatıma dahil olan insanlar ile bağ kuruyorum. O yüzden yaptığım şeye gönüllülük diyemiyorum, şimdiye kadar yolum acıyı farklı şekillerde tatmış insanlarla kesişti: Hastalar, çocuklar, göçmenler, felaketzedeler… Eminim benim hayatıma destekleri ve paylaşımlarının yanında benim yapabildiklerim ufacık kalır. Sevgili arkadaşım Emre, gönüllü hikayemi paylaşmam ile ilgili irtibata geçtiğinde başta ne paylaşacağımı bilemedim. Sonra bunun aslında benim teşekkür etme fırsatım olduğunu fark ettim; hayatıma dahil olmuş, benimle bağ kurmuş olan çocuklarıma, arkadaşlarıma, çocuklarımın ailelerine… Bana olan desteğiniz ve hayatı benimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. İnsanın şu hayatta yapabileceği en değerli şey anlamak ve değer vermek. Biz de birbirimize bunu yapmaya çalıştık. Şehit Öğretmen Aydın Yılmaz İlkokulu’nun kantininde toplanan yardımlar, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV)’na; TEGV’de çocuklar ile kurulan bağ, Mülteciyim Hemşehrim Dayanışma Ağı’na ve bu kim bilir nereye uzanacak bir başka bağa evrildi. Anlamak, hakça paylaşmanın temeli! Artık bu noktadan sonra, zamanınız yalnızca sizin olmuyor; kitabınızı, giydiğiniz eşyayı, ilacınızı yalnızca kendinizin görmüyorsunuz. İşte benim dayanışma/paylaşma hikayem.”
(İstanbul, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?