Genel

Ecem Demirci

“Benim hikayem küçük yaşlarımda başlıyor. İlkokulda bireysel olarak gönüllülük faaliyetlerime başladım. El işlerine,resme ve sanata ilgim vardı. İlk olarak resim öğretmenimin gözetiminde, gönüllü olarak okulumuzun duvarlarına resimler yapmıştık ve bu benim için inanılmaz gurur verici bir deneyim oldu. O an hissettiğim bu haz sayesinde faaliyetlerimi bireysel olarak devam ettirdim. Başkalarında ve başka hayatlarda kendine yer bulan dokunuşlarım giderek artmaya başladı.Tabi o zamanlar bunların birer gönüllülük hareketi olduğunun farkında değildim. Bu kavramla tanışmam ve bir ekiple çalışmam ise, on altı yaşımda Genç Hayat Vakfı’nın yürütmüş olduğu Renk Çemberi Projesi ile gerçekleşmişti. Hak, adalet, kadın, gönüllülük, işbirliği… Bu kavramları, bu ekiple bu proje ile öğrendim. Okulumu ve beraber geliştirdiğimiz projemizi temsil etmek üzere İstanbul’a doğru yola çıktım. Bu İstanbul maceram sanırım her zaman özel kalacak çünkü oradayken diğer gönüllü arkadaşlarımla, karar alıcılarla, destekleyicilerle, eğitmenlerle tanışmıştım. Bu işe gönül veren bir sürü insan olduğunu fark etmiştim. Bu beni fazlasıyla memnun eden bir reaksiyondu. Kendi kendime mesleğimi de bu şekilde icra etmem gerek dedim çünkü faaliyetlerime daha fazla zaman ayırmak ve bunu ömrümce devam ettirmek istiyordum. Sosyal Hizmet bölümünü seçtim. Bölümüm ve katıldığım eğitimler, seminerler sayesinde her geçen gün daha fazla şey öğrendiğimi ve bilinçlendiğimi hissettim. Artık her adımım benim için daha da tatmin ediciydi. Araştırdım, kovaladım. Birçok vakıf, dernek ve topluluğa katıldım; onlarla birçok alanda çalışmalar yürüttük. Türkiye’nin dört bir yanını onlar sayesinde gezdim. Birçok arkadaş, dost edindim. Hatta dünyaya bile açıldım. Portekiz’de bir eğitim kursuna katılma şansı elde ettim. Dokuz farklı ülkeden bir araya gelen yirmi bir kişi, eğitim sonunda ‘Yaşayan Kütüphane’ gibi özel bir projeyi gerçekleştirdik. Harika deneyimler yaşadım. Anlatacak o kadar güzel anı biriktirdim ki; lakin bu mecra bir hayli küçük kalır bunun için. Kim bilir; belki bir gün bir projede, eğitimde yahut bir yerlerde rastlaşırız gönüldaş arkadaşlarım ve daha da uzun sohbet ederiz. O zamana kadar gönüllü kalın.”

(Ankara, Türkiye)

Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.