“Üniversiteden bir arkadaşım sayesinde Özel Olimpiyatlar Türkiye diye bir kuruluş olduğunu öğrendim. Özel bireylerin topluma katılması ve sportif faaliyetler ile evet biz de burdayız başarıyoruz dedikleri bir sivil toplum kuruluşu. Bu işin parçası olmak mükemmel ve değerli olacaktı. Özel Olimpiyatlar Türkiye ailesi bizi sıcacık kucakladı, gönül işi bu dediler biz de gönül verdik. Bu süreçte birçok tecrübe edindim; sadece rehabilitasyon merkezine gidip gelen bir özel çocuğun spor alanındaki bir çalışmada ne kadar yetenekli olabileceği, sadece belli başlı öğrenimleri değil aslında istenirse özel bir çocukla yapılabilecek en güzel işleri yaptık. Bir çocuk koşmayı öğrendi, sadece koşmayı değil kısa mesafe ve uzun mesafe koşmayı… Bir çocuk bocce oynamayı öğrendi sadece topu savurmak değil hedef vurmayı, bir çocuk basketbol oynamayı paslaşmayı öğrendi ve bunu birlik beraberlik içinde kendini topluma kabul ettirerek ben buradayım diyerek yaptı. Böyle güzel işlerin parçası olmak mükemmel! Özel ve partner sporcularımızla bu mükemmel işleri başardık. Hikayeme nereden başlayacağımı bilemedim aslında umarım duygularımı ve bu güzel şeyi daha doğru şekilde size aktarabilirim. Öncelikle gönüllülük sevgi ister. Bir çocuğa dokunmak onun hayatında yer etmek ve bir çocuğun sizden beklediği tek şey sevgidir. Bana anlayışı ve sabırlı olmayı beraberinde getirdi. Başladığımız bu yolda biz de çocuklardan çok şey öğrendik birçok kurumla iş birliği yaptık, özel çocuklarla bir araya geldik. Çocuklara elimizden geldiğince destek olmak bir çocuğun hayatını değiştirmek, bir ailenin size teşekkür etmesi bunlar gurur verici şeyler özel bir çocuğun bir birey olarak hayatın tam içinde merkezinde olduğunu görmek paha biçilemez. Özel Olimpiyatlar Türkiye’nin destekleriyle beraber çok güzel işlere imza atık . En güzel anılarımdan birini paylaşmak istiyorum , Sümeyye adında bir özel sporcu vardı. Gönüllü olarak haftanın üç günü antrenman yaptırıyorduk. Sümeyye içine kapanık bir çocuk olduğundan konuşmuyor, tepki veremiyordu. Antrenmanlarda Sümeyye’nin gelişimini gün ve gün izliyordum sporla beraber bu kadar değişmesini ben bile beklemiyordum antrenmanlarımız bitti, Antalya’ya Özel Olimpiyatlar Türkiye’nin düzenlediği oyunlara gittik. Şu anı asla unutmuyorum benim konuşmayan içine kapanık olan o öğrencim madalyasını almış ve hocam başardım, yaptım diyerek bana koşa koşa gelip sarılması ve o an dedim ki bu her şeye bedel. Şunu sakın unutmayın insan vicdanı için yaşar, merhameti ona doğru yolu gösterir ve sevgiyle yapılan her şey bir gün size çok güzel sonuçlar verir. Sabır, sevgi ve gönüllülük budur. Ne yaparsan gönlünle yap. Tabi bu güzel şeyin başrolleri olan Özel Olimpiyatlar Türkiye. Biz onlara gittiğimizde bizde dahil olmak istiyoruz dediğimizde reddetmişlerdi ve işte bu güzel şeyin parçası olmak muhteşem bir duygu.”
(Uşak, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?