Didem Acar
“Ayak başparmağını biraz derinden kesersin de sen ileriye her adım attığında canını yakar, ama yine de adım atmaktan alıkoyamaz seni. İşte tam olarak orada durup düşündüm. ‘Ya herkes benim gibi başparmağını derinden kesiyorsa?’ Tırnağının tekrardan uzayabileceğini ve artık can yakmayacağını biri(leri)nin söylemesi gerekiyordu. Hiç tanımadığınız birisi dört duvarı beyaz bir odada size kanser olduğunuzu ve üstelik bu sebepten bir daha anne olamayacağınızı söylüyor. Eğer hayatta kalabilirsem anne olmayı da başarırım dedim. Hayattaydım hem de ikinci kez. Kanser beni sevince bir daha gelmiş, ben yine evine uğurlamıştım onu. Giderken rahmimi de kendiyle götürmüştü. Eyvah! ne yapacağız şimdi? Adım attım. Kanserli Çocuklara Umut Vakfı ile tanışmam da işte bu adımlardan biri. Şehir dışından tedavi için gelen ailelere ücretsiz konaklama imkanı sunup maddi yetersizliği olan çocukların tedavilerinin aksamaması için ellerinden geleni yaparken o dört duvarı, beyaz hastane odalarını da rengarenk hale getiriyorlar. Nasıl mı? Oyun oynayarak. Yüzleri maskeli gözleri gülen bir sürü çocuk, Didem abilerine gönüllüğü pek sevdirdi. Aylar geçti saçlarım uzadı Didem abileri ablaları oldu. Onlarla büyüdü, oynadı sevdi hem de çok sevdi. İyileşti! Mücadele etmenin yalnızca yetişkin işi olmadığını o küçük bedenlerin de çok ağır mücadeleler verdiğini ilaçlarınınsa yalnızca oyun olduğunu öğrendi.Yaşarken kendime dert ettiğim her ne ise yalnızca benim başıma gelmediğinin resmiydi. O oyun odası ve ben de onlara dedim ki; ‘Geçecek,bakın geçti.’ Bir boya kalemi düşürüyor ateşi veya bir piyanonun tuşları dindiriyor ağrıyı çoğu zaman… 2015 yılından beri her pazar randevulaştığımız bir oda var. Yakamızda umut takılı, birbirimizi o umuttan tanıyoruz. Aynı zamanda vakfa yeni gönüllülerin kazandırılması adına gönüllü eğitmenlik yaparak bir sürü güzel yürekle tanışma fırsatı ediniyorum. Dünyayı değiştiremem ama güzelleştirmek için bir adım atabilirim. Adımları ileri atarken can acısıyla bir güzel düştüm. İyi ki düştüm kalktığımda dünya bambaşka bir yerdi. İlerisini daha çok merak ettiğim zamanlar ve artık bir tane değil pek çok çocuğum var.”
(İstanbul, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?