Ayşe Akkuş
“Benim hikâyem, sınıf arkadaşımın Instagram üzerinden gönderdiği bir paylaşım ile başladı. Daha önce hiçbir etkinlikte gönüllü olarak bulunmamıştım ve bir bilgim yoktu. Sinemasal 3. Fener-Balat Çocuk Festivali ile ilk gönüllü hikayem ortaya çıktı. Hepimiz çocuklar için bir şeyler yapabilmek uğruna görev dağılımı yaparken benim payıma palyaço olmak düşmüştü. İlk gün, ilk kez tanıdığım ama sanki uzun süredir tanışıyormuşuz hissi veren diğer gönüllü arkadaşlar ile alan kurulumu yapmak bile hayatımda büyük bir yer kaplamıştı. Ertesi gün palyaço olmak ise hayatımın dönüm noktası oldu. Yüzlerce çocuk tarafından sevilmek, hepsinin bana sarılmak istemesi beni gerçekten etkilemişti. Rebecca’nın beni annesiyle tanıştırması , kırmızı burnumu takmak için herkesin kocaman gülümseyerek bana bakması,o gün gerçekten ben bu hayatta bir şey yapabildim hissini verdi. Bu sene de Sinemasal 4. Fener-Balat Festivali’nde bu kez kardeşim ile birlikte ikinci kez palyaço olduğum zaman birçok çocuğun “Sen geçen seneki palyaço ablasın” “Bu sene ağlamayacağım burnunu ben de takabilir miyim?” “Ben artık palyaçolardan korkmuyorum” diyen çocukların varlığı beni gerçekten çok etkilemişti. Bir insanın beni sadece bir kez görmesine rağmen bir sene sonra yine hatırlaması , palyaço abla seni çok özledim deyip sarılması festival için iyi ki gönüllülük formu doldurdum dememe sebep oldu. Hem yaşadığım anılar hem edindiğim dostluklar her aklıma geldiğinde yüzümde kocaman bir gülümsemeye sebep oluyor. İyi ki gönüllü oldum , iyi ki o güzel insanları tanıdım. İlk adımım böyle oldu sonu ise asla olmayacak. Kendimi hiç bu kadar mutlu hissetmedim. Gönüllü olmaya hiçbir şey engel değil, hayatınızda mutlaka bir kere de olsa bir etkinlikte gönüllü olun. Zaten bir daha vazgeçemeyeceksiniz.”
(İstanbul, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?