Genel

Özlem Ülker

“Tolstoy şöyle diyor: ‘Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.’ Benim gönüllü hikayem ise minik bir köyden çıkıp üniversiteyi kazandığım yolculukla Manisa’da başladı. Üniversite 2. sınıfta Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile tanıştım. İlk saha deneyimimi yaşadığım günün heyecanını anlatamam! Proje yazımı, problemler üzerine çözüm üretme, almış olduğumuz eğitici ve öğretici eğitimler kişisel anlamda hayatıma birçok şey kattı. Bir kütüphane için topladığımız kitapların içeriğinden tutun, dezavantajlı bir bireyin çevresi ile iletişimde olabilmesi için onun gözünden bakabilmeyi sahada öğrendim. Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı’nda (ZİÇEV) farklı oyunlar geliştirip atölyeler düzenledik, çocuklar ile onlarca ağaç dikip eğitimleri için kaynak arama ve yaratma üzerine geliştirdiğimiz birçok etkinlik oldu. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü için tüm grup işaret dili öğrenip bizi gören ama duyamayan miniklerle sohbetler başlattık .Gözlerimin dolduğu anlardı diyebilirim. Daha çok empati yapmayı ve ön yargısız sarılmayı deneyimledim. Öğrendikçe büyütüp çoğalttım. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nde kırsal kesimde olan kız öğrenciler için farkındalık yaratacak eğitimler düzenledik. Kendim de kırsal bir yerde büyüdüğüm için benden ufak çocukların sorunlarını anlamak, çözüm getirmek, destek olmak on yıl öncesine gitmek gibiydi. Topluluk önünde konuşup fikirler üretmeyi sevdiğim kadar, insanların hayatlarına dokunmayı da sevdim. Bir tebessüm, bir günaydın çok şey katıyor insan hayatına. Öğrenmiş olduğum sivil toplum yapısı, şu anki işimin bir parçası oldu ve ‘iyi ki oldu’ diyorum. Birçok Sivil Toplum Kuruluşu (STK) ile gönül bağı kurdum. Birilerine sebepsiz yere fayda sağlamak, şartları güzelleştirmeye çalışmak, bir şeylere anlam katmak sonunda açan çiçek tarlası gibi mutluluk veriyordu bana. Üniversiteden mezun olduktan sonra teknoloji alanında çalışan bir şirkette çalışmaya başladım. Abilitypool’dan önce iş hayatımızda yapmış olduğumuz işlerimiz dışında sahip olduğumuz farklı yeteneklerimizi, yetkinliklerimizi paylaşacağımız toplumsal fayda sağlayacak bir platform yoktu. Girişimcilik tam da bu noktada değer kattı hayatımıza. Zorlu Holding Parlak Bi Fikir Projesi’nde kurum içi girişimcilik sürecinde yatırım alarak ortağım ile birlikte AbilityPool şirketini kurduk. Sosyal bir girişim olan AbilityPool, Türkiye’de gönüllülüğün yaygınlaşması, takip edilebilir ve ölçülebilir olması için kurumlar ile STK’ler arasında bir köprü görevi görmektedir. Bu sosyal girişim yapısında kurumların, çalışanlarının farklı yeteneklerini keşfetmelerini ve kurumsal sosyal sorumluluk alanlarını genişletip çalışanlarının gönüllülük deneyimlerini daha etkin yönetmelerini sağlıyoruz. Çalışanların iş hayatındaki anlam arayışına dokunup yetkinlikleri ile fayda sağlayacağı bir alan oluşturuyoruz. Sivil toplum tarafında ise kolay ulaşılabilir bir gönüllü havuzu imkanı sunup farklı kurumlarla sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiriyoruz. Takip edilebilir, ölçülebilir ve sürdürülebilir gönüllülük en büyük amacımız. Abilitypool’da ürün geliştirme, saha operasyonu, pazarlama ve yönetimde bulunarak çalışmaya devam ediyorum. Peşinden gittiğiniz ve gönül bağı kurduğunuz şeyler peşinizi bırakmıyor. Gönül bağı kuracağım bir çok ‘an’a kadar bu aynı şekilde devam edecek.”

(İstanbul, Türkiye)

Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.