Muratcan Işıldak
“Benim hikayem, 14 yaşında Estonya’da lise hayatıma başladığımda Uluslararası Bakalorya (IB) programına sahip Uluslararası Estonya Okulu’na kabul edilmem ile başlamaktadır. Bu sistemde gönüllülük yapmamız gerektiği, gönüllü yaptığımız çalışmalar doğrultusunda puan alacağımız ve bu puanlar sayesinde bir üst sınıfa geçip sürece devam edebileceğimiz açıklandı. Sistem, aslında aktif vatandaş yetiştirmede gönüllülüğü bir ölçüt olarak kullanılmaktaydı. Gönüllülük faaliyetleri ile sadece iyi niyet elçisi olmak değil, aynı zamanda hayata bakış açısı ve karar alma, alınan kararları ortak paydada uygulama farkındalığı da ölçülmektedir. Bu süreçte kendimi hep oyununu oynadığım ‘Süper Mario’ gibi hissetmiştim; hem iyilik yapacağım hem de puan toplayacağım. 14-17 yaşlarım arasında, üç yıl boyunca sorunsuz bir şekilde puanlarımı topladım. Peki neler mi yaptım? Anlatayım: Okulumuzun ilkokul futbol takımını çalıştırdım, huzurevi ziyaretleri yaparak orada insanların hikayelerine paydaş oldum; okulumuzun bahçesini temizledik, deniz kenarında çöp topladık ve yosun ayrıştırdık, şehir merkezinde rehberlik çalışmaları yaptık. Üç yılın sonunda bana unutamayacağım bir tören ile plaketimi takdim ettiler, artık başarmıştım. Süreç içinde aldığım sorumluluklar, aslında o günü değil geleceği inşaa etme adına atılan adımlardı. Tabii gönüllülük serüvenim devam edecekti. Çankaya Üniversitesi’ne geldiğimde topluluklar, öğrenci hareketleri beni karşıladı. Önce biraz izleyici olduktan sonra arkadaşlarımızla beraber Çankaya Genç Tema’yı kurduk. Erozyon ile mücadele uğruna çalışmalarımız başlamıştı. Hiçbirimiz çevre mühendisi değildik ancak, çevrenin ve iklim mücadelesinin öneminin farkındaydık. Okullara gittik ve ‘Yavru Temalara’ eğitimler verdik. Gönüllü olarak Mersin’de ve İstanbul’da çevre politikalarının ne olması gerektiğini çevre forumlarında anlattık. 2008 yılında Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV)’na yardım çerçevesinde düzenlediğimiz konser ile yolumuz artık netleşmişti. Yerelde çalışmalarımızın güzel ve başarılı gittiğini düşünürken, Ulusal Gençlik Parlementosu ile tanıştık. Artık farklı illerden, farklı düşüncelerde, aynı hedef uğruna bir araya geldiğimiz arkadaşlarımız olmuştu. Ortak hedefler çerçevesinde gönüllülük faaliyetlerini sürdürdük. Hepimizin çalışma alanları farklı olmasına rağmen birbirimize hep destek olduk. Bu süreçler devam ederken çeşitli alanlarda gönüllülük çalışmalarıma devam ettim ve üniversite hayatımı tamamladım. Peki şimdi mi? Gönüllü olmaya tam gaz devam ediyorum. Kendi derneğim olan Genç Düşünce Enstitüsü’nde Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev alsam dahi çalışmalarımı tamamen gönüllü olarak yürütmekteyim. Aktif olarak ‘gönüllü haklarının’ kanunlaşması üzerine çalışmalar yürütüyoruz. Aynı zamanda gençliğin demokratik katılımcılığını artırmak adına çalışmaları devam ettirmekteyiz. Buna ek olarak Uluslararası Af Örgütü’nün hem üyesi hem de gönüllüsüyüm. Af Örgütü Ankara Grubu olarak , insan hakları ihlallerine karşı ortak zeminde çalışmalar yürütüyoruz. Çankaya Genç Tema Kurucu Başkanlığını yaptığım Tema Vakfı’nın gönüllüsü olarak çalışıyorum. 2007 yılından bu yana ülkemizde çevre bilincini aşılamak ve erozyona karşı başlatılan mücadelenin gönüllüsüyüm. Çeşitli okullarda eğitimler veriyoruz, bir araya gelip çevre politikalarını tartışıyor ve gelecek nesillere daha yeşil bir yarını konuşuyoruz. Edirne’de merkezi olan Trakya Roman Engelliler Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin gönüllüsü ve Denetleme Kurulu üyesiyim. Gönüllü olarak, Roman yurttaşlarımız temelinde faaliyet gösteren TROYDEM’de projelerin yürütülmesi noktasında çalışmalara omuz veriyorum. Unutmayın, gönüllülük sınır tanımaz! Son olarak tanıştığım Vergi Araştırmaları Topluluğu’nun gönüllüsüyüm. Burada, gönüllü olarak, vergi politikaları ve vergi okuryazarlığının kurgulanması noktasında olarak çalışmalar yürütüyoruz. En doğal hakkımız olan vergimizi sorguluyoruz. Denge ve Denetleme Ağına kurumum ile beraber 2015 yılında dahil oldum ve aynı yıl Ankara il temsilcisi olarak görevime başladım. Bu süreçte gönüllü olarak Ankara’da denge ve denetlemenin öneminin kurumlara anlatımını yaptım. Ankara’da karar vericiler ile görüşmelerde ve çalışmalarda bulundum. Son yapılan Genel Kurul ile Anayasa Reform Grubu eş temsilcisi seçildim. Yapılan seçim sonucunda Ağ Temsilcisi olarak şu an görev yapmaktayım. Üyemiz olan üç yüze yakın sivil toplum örgütünün ortak anlayış çerçevesinde koordinasyonunu, koordinasyon grubumuz ile beraber sağlıyoruz. Aktif çalışmalarıma ülkemizde denge ve denetlemenin daha sağlıklı bir zemine oturması için gönüllü bir profesyonel olarak devam ediyorum. Bugüne kadar edindiğim gönüllü deneyimleri bir üst seviye gönüllülük anlayışı ile burada devam ettirmekteyim. Gönüllülük aslında gönülden gelen bir adanmışlıktır. Yarını düşünerek bugün mücadele vermektir. Sivil toplum gönüllülüklerimin yanı sıra 2005 yılından bu yana gönüllü olarak siyasette de bulunuyorum, keza en büyük gönüllülük bu alanda bulunmaktadır. Sorumlulukların en üst seviyede iken gönüllü olarak kitlesel düşünüp hareket etmek durumundasın. Bir kez bunun tadına varan bir daha bırakamaz dostlar, emin olun. Hedef ne mi? Hemen söyleyeyim sizlere: Ülkemizde Gönüllülük Yasası’nın yasalaşması ve yediden yetmişe gönüller ile el ele dünyamızı güzelleştirmek.”
(Ankara, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?