Firdevs Çazım
‘’Gönlümce güzel olmaya, eşitlik için savaşmaya ve özgürlük neferi olmaya karar vereli on bir yıl olmuş. Benim adım Firdevs ancak siz ‘Freedevs’ diyebilirsiniz. Özgürlüğüme olan tutkuma ve hayallerime koştuğum bir gönüllü hikayem var. Şu sıralar İngiliz Dili ve Edebiyatı alanında yüksek lisans yapıyorum. Her gün yeni bir renk keşfetmeyi, insanlarla bağlantılar kurmayı ve hunharca delirmeyi çok seviyorum. Aslında gönüllülük bana göre yüreğini ısıtan her resme dokunabilmekti ve ben hikayeme böyle başladım. Çocukken cinsiyet ve kültür bağlamında yaşadığım, şahit olduğum ve gözlemlediğim birçok olumsuz olayla karşılaştım. Büyüyünce bunları yok etmek ve çiçek dolusu sahneler yaratmak istedim. Bundan ötürü yaptığım ilk şey, gönüllü olarak Cizre’de yaşları küçük çocuklara eşitlik ve barış temalı interaktif oyunlar düzenlemek oldu. Ardından akademik hayatımın lisans döneminin ilk yıllarında Youth for Peace’de Türkiye’nin Barış Elçilerinden biri olarak seçildim. Sonraki yıllarımda Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda (TOG) toplumsal cinsiyet üzerine çocuklara yönelik çalışmalarda bulundum. Bunun yanında Uluslararası İktisadi ve Ticari İlimler Talebeleri Derneği (AIESEC), Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) , Avrupa Öğrencileri Genel Forumu (AEGEE), Britanya Yayın Kuruluşu (BBC) gibi ulusal ve uluslararası kuruluşlarda yer aldım. Burada amacım bazen çocukların, bazen genç arkadaşların hayatını daha eşit bir hale getirmekti. Gönüllülük, bana bu noktada her insanın farklı bir hikayesi olduğunu, o hikayelere nasıl dahil olacağımı ve onları nasıl güzelleştirebileceğimi öğretti. Rollerim genellikle insanlarla iletişim tabanında gerçekleşti. Bazen projelerin tamamen sivil alanda koordinasyonunu yürüttüm, bazen de gönüllü olarak saha çalışmalarında sorumluluk aldım. Bunların hepsini gönüllülük bilinciyle gerçekleştirmenin heyecanını hala yaşıyorum. Gönüllülük bana hiçbir şirketin, maddi gücün yahut kişinin veremeyeceği bir şey hissettiriyordu: Ayna! Evet, bunu sadece sivil alanda hissetmeye başladım. Kendime tuttuğum bu ayna ile toplumda bir şeylerin değişebileceğine inancım gönüllülük bilinci ile başladı. Türkiye’deki genç arkadaşların da sivil toplumda yer almasını istiyorum çünkü Türkiye’nin sesi gençler! Burada yaşayacağınız anılarınız, deneyimleriniz hiçbir ücretle kıyaslanamaz. Gönüllülüğün bende yarattığı o özveri, sorumluluk bilinci, rol üstlenme, toplumsal duyarlılık kazanımları ile kendimi yetiştirdiğimi ve büyüttüğümü söyleyebilirim. Kendimi gönüllü hissettiğim ve diğer insanlardan farklı bir şey yapmak istediğimi anladığımda şunu yaşamıştım: Hatay’da Birleşmiş Milletler’in kamp ziyaretleri sırasında gönüllü olarak Kürtçe, Türkçe ve İngilizce dillerinde çeviriler yapıyordum. İnsanlar savaşın ortasında ailelerini nasıl kaybettiklerini, çocuklarının haykırışlarını, bomba seslerinin yankılarını ağlayarak anlatıyordu ve ben onlara acıyı hiçbir dile çeviremezsiniz dediğimde yirmi bir yaşındaydım. O yaşta, o gün kendime şunu sormuştum: Bir kırık resmi nasıl güzelleştirebilirim? Elbette ki gönüllü hareketlerimle onlara sarılarak ve her şeyin ötesinde var olan insancıl sevgiyi aşılayarak… Sevgi tohumunu çocukların gönüllerine ekmek için 2020 yılında Gaziantep’te Çorapsız Çocuklar Derneği’ni güzel dostlarımla birlikte kurduk. Hedefimiz, çalışan/çalıştırılan çocuklara ulaşmak ve onlar için daha çocuk, daha eşit yaşayabilecekleri bir hayatın temellerini oluşturmak oldu. Unutmayın, bir çocuk bir hayat, bir hayat bir ışık demek…Elleri pas tutan o ışıkları sokaklarda söndürmeyin! Hepinize olağanca özgürlüğümle ve ümidimle sarılıyorum.’’
(Gaziantep, Türkiye)
Gönüllülük yoluyla Dünya’yı nasıl değiştiriyorsun?